(bkz:#12760) entrysiyle tebessüm etmemi sağlamış yazar. hoşgeldin.

säilöttyjä unelmia, ingilizce adıyla canned dreams yani konserve hayaller bir finlandiya belgeseli. uluslararası izmir film festivali kapsamında izlediğim, beni en çok etkileyen film bu olmuştur. bir fin süpermarketinde satılan konserve ravioli'nin oraya gelmeden önce nasıl bir yol izlediğini bize tek tek gösteriyorlar. içeriğinde kullanılan her malzeme farklı farklı ülkelerden getiriliyor. sadece kullanılan malzemelere değil o malzemeleri hazırlayan insanların hayatlarına da kısaca bakıyoruz. endüstriyel hayvan besiciliğinin ne kadar korkunç olduğunun farkına varıp domuzların mezbahadaki çığlıklarını duyduktan sonra domuz etinin tadının nasıl olduğunu asla merak etmeyeceğimizi düşünüyoruz. o işlerde çalışmak zorunda kalan insanların umutlarının hala tükenmediğini, koşullar ne kadar ağır olursa olsun savaşmaya devam etmelerini hayranlıkla izliyoruz. bazı yerlerde ise çığlığımızı bastırmak için ağzımızı kapatıyoruz.

harika derim, tam isabet... durmak yok yola devam! asıl bunu bırakın tum uniler şakirtlerle dolu ne olur soru sorsalar

yorgan gibi olmasın *

bu sırada cumhurbaşkanı abdullah gül'e de bakmak lazımdır:

abdullah gül:*" beybilitom sen sinirlenme. ağzını yidiğimin. bak tansiyonun yükselecek. bırak allahından bulsunlar. ver elini bana. sen benim gözlerimin içine bak. aşkımızı kimse söndüremez"

sadece erkeklere özgü bir tabir olmadığını kendi üzerimde denemiş oldum. sapık ben.tü bana.

kimin kimle sevişeceğine karışan düşünce sapkınlığıdır. sananedir. psikolojik sorunluluktur. ona giren çıkan yoktur neticede.

islama göre durum böyledir.

islama göre açıklama yapacağım ki yanlış bilgilendirme olmasın. en nihayetinde sözlük formatındayız.

islam inancına göre bir günahı fiiliyata dökmedikçe, düşünceden sorumlu tutulmazsınız. bilakis günahtan geri döndüğünüz için sevap bile alırsınız.

bu da böyle bir tanımdır.

bodohokono vodoo cogolom sololo goboson *

(bkz: previously on islam)